IELTS Sınavında Çıkmış Noun (İsim) Kelime Listesi
Ability: Yetenek, kabiliyet, beceri
Abortion: Kürtaj, düşük, bebek aldırma
Absence: Yokluk, bulunmama
Access: Giriş, erişme, geçit
Accommodation: Kalacak yer
Accord: Uyum, anlaşma, uzlaşma
Account: Açıklama, hesap
Accumulation: Birikim, yığın, toplanma
Additive: Katkı, katkı maddesi
Address: Adres
Administration: Yönetim, idare, idarecilik
Admiration: Hayranlık, beğeni, takdir
Adolescence: Ergenlik
Adolescent: Ergen
Adult: Yetişkin
Adventure: Macera
Adversary: Düşman, rakip, karşı kimse
Affection: Bağlılık, eğilim, şefkat
Agency: Ajans, acente, aracılık
Agent: Etken, vasıta
Agreement: Anlaşma, antlaşma, pakt, uyuşma
Agriculture: Tarım
Ailment: Hastalık, rahatsızlık
Aim: Amaç, gaye, emel
Air: Hava
Aircraft: Uçak, uçaklar
Allowance: Nafaka, harçlık
Alloy: Alaşım, karışım
Ally: Müttefik
Altitude: Yükselti
Ambition: Hırs, heves, tutku
Amount: Miktar, tutar, toplam
Amplification: Büyütme, genişletme, yükseltilme
Ancestor: Ata, cet
Announcement: Duyuru, ilan
Apology: Özür, mazeret
Appendix: Ek, ilave, ek bölüm
Appetite: İştah, afiyet
Apprentice: Çırak, acemi
Aptitude: Yetenek, kabiliyet
Architect: Mimar
Architecture: Mimarlık, mimari
Area: Alan, bölge, yüzölçümü
Armour: Zırh
Article: Makale, yazı
Aspect: Görünüş, görünüm, durum
Assembly: Toplantı, kongre
Assessment: Değerlendirme
Assignment: Atama, tahsis, tayin, görev
Association: Birleşme, ortaklık, işbirliği, dernek
Assortment: Sınıflandırma, ayırma; çeşitlilik
Assumption: Farz etme, sanı
Assurance: Güvence, teminat, vaat, söz
Athlete: Sporcu
Attention: Dikkat, ilgi, bakım
Attitude: Durum, tavır, vaziyet
Attorney: Avukat, dava vekili
Audience: İzleyici, dinleyici
Auditorium: Toplantı salonu
Author: Yazar
Authority: Otorite, yetki, yetki belgesi
Automation: Otomasyon, özdevim
Avenue: Bulvar, cadde, yol
Aviation: Havacılık
Axis: Eksen
Band: Takım, sürü, çete, bando, grup
Bar: Bar, kalıp, parça
Bargain: Pazarlık, kelepir
Barrel: Fıçı, varil, namlu
Basin: Leğen, kâse
Battery: Batarya, akü, pil
Bay: Körfez, koy
Behalf: Adına
Beneficiary: Yararlanan kimse; hak sahibi
Benefit: Yarar, fayda, çıkar
Bias: Önyargı, peşin hüküm
Billion: Milyar
Biography: Biyografi, yaşam öyküsü
Blade: Bıçak ağzı; kılıç
Blanket: Battaniye, örtü
Blast: Şiddetli rüzgâr, rüzgâr
Bleach: Çamaşır suyu, ağartıcı
Block: Blok
Bolt: Cıvata; sürgü
Boundary: Sınır, hudut, limit
Brain: Beyin
Brake: Fren
Breadth: Genişlik, en; saha
Breakdown: Arıza, bozulma, sorun
Breakthrough: Buluş, atılım
Breath: Nefes, soluk, fısıltı
Breeze: Meltem, esinti
Brink: Kenar, kıyı, eşik
Bronze: Bronz, tunç, bronz
Bubble: Kabarcık, hava kabarcığı, baloncuk
Budget: Bütçe
Bulk: Boy, cüsse, hacim, yığın
Bureaucracy: Bürokrasi, kırtasiyecilik
Cabinet: Kabine, bakanlar kurulu
Cable: Kablo, telgraf
Candidate: Aday
Capability: Kapasite, yetenek, kabiliyet
Capacity: Kapasite, hacim, verim
Capital: Başkent
Captive: Esir, tutsak
Career: Meslek yaşamı, kariyer
Carol: Şarkı, ilahi
Cast: Oyuncu kadrosu
Catastrophe: Felaket
Caution: Dikkat, ikaz, uyarı
Cavity: Oyuk, çukur, boşluk
Cement: Çimento
Certificate: Belge, sertifika
Chamber: Oda, yatak odası, büro
Channel: Kanal
Chaos: Kaos
Chapter: Bölüm
Charge: Sorumluluk, yükleme, suçlama
Charity: Hayır, hayırseverlik, yardımseverlik
Chart: Çizelge, grafik, tablo
Circuit: Devre
Circumstance: Koşul, durum, olay
Circus: Sirk, sirk gösterileri
Clay: Kil, toprak, çamur
Client: Müvekkil, müşteri, alıcı
Climate: İklim, hava, bölge
Climax: Doruk, zirve, dönüm noktası
Clue: İpucu, iz, işaret, anahtar
Cluster: Salkım, demet, grup
Code: Kod, şifre
Coincidence: Denk gelme, tesadüf, rastlantı
Colleague: Meslektaş, iş arkadaşı
Column: Kolon, sütun
Combat: Savaş, mücadele, çarpışma
Commerce: Ticaret, iş, alım satım
Commission: Komisyon, görev, vazife
Committee: Komite
Commodity: Eşya, mal, emtia,madde,ürün
Communication: İletişim
Community: Cemiyet, cemaat, topluluk
Company: Şirket, arkadaş
Compass: Pusula
Competition: Yarışma, rekabet
Complexity: Güçlük, zorluk, karışıklık
Component: Parça, eleman, bileşen
Composite: Bileşik, karma, karışık
Compound: Bileşen
Comprehension: Anlayış, kavrama, idrak, kavrayış
Conceit: Kibir, kurum, kendini beğenme
Concept: Fikir, görüş, kavram
Concern: İlgi, alâka, endişe
Conference: Konferans, kongre, görüşme
Confidence: Güven, inanç, itimat, kendine güven
Conflict: Anlaşmazlık, çekişme, çarpışma,
Confrontation: Yüzleşme, karşılaşma
Confusion: Kafa karışıklığı
Congestion: Kalabalık, izdiham, tıkanıklık
Congress: Toplantı, kongre
Conjunction: Bağlaç
Conscience: Vicdan, inanç
Consciousness: Bilinç, şuur, idrak, zihin
Consequence: Sonuç
Conservation: Korunum, sakınım, tasarruf
Conservative: Tutucu, muhafazakâr
Consistency: Tutarlılık
Conspiracy: Komplo, gizli anlaşma, suikast
Constituent: Bileşen, oluşturan parçalardan her biri
Constraint: Kısıtlama, zorlama
Consumer: Tüketici
Consumption: Tüketim, bitirme, harcama
Contest: Yarışma, müsabaka
Context: Bağlam, sözün gelişi, kaynak
Continent: Kıta,
Contrast: Kontrast, zıtlık, tezat, çelişki
Controversy: Tartışma, çekişme, anlaşmazlık
Convention: Toplantı, kongre, toplama
Conversation: Konuşma
Conversion: Değiştirme, dönüştürme
Core: İç, öz, çekirdek
Corporation: Şirket, kurum
Correlation: Bağıntı, ilişki, korelasyon
Corrosion: Aşındırma, korozyon, aşınma
Corruption: Bozulma, çürüme, yozlaşma, yolsuzluk
Counterpart: Benzer, eş, meslektaş
Cradle: Beşik, başlangıç
Craft: Marifet, hüner, sanat, kurnazlık, uçak
Credit: Kredi, geri ödenme
Crew: Mürettebat
Criminal: Suçlu, sabıkalı
Crisis: Buhran, kriz, bunalım
Crop: Ekin, ürün, mahsul
Crust: Kabuk, kuru ekmek; tortu
Curiosity: Merak, ilgi, ilginç şey
Currency: Para birimi
Cushion: Minder, yastık, tampon
Custody: Gözaltı, tutukluluk, velayet
Custom: Gelenek, görenek
Dairy: Süthane, mandıra
Dam: Baraj, hazne, engel
Date: Tarih
Deal: Anlaşma, davranış, pazarlık
Dean: Dekan
Debt: Borç, borçlu olma
Decade: On yıl
Deceit: Yalan, hilekârlık, düzenbazlık
Deception: Kandırma, aldatma, dalavere
Deed: İş, eylem, fiil
Defect: Eksiklik, kusur, noksan, özür
Defence: Savunma, davalı
Deficiency: Eksiklik
Deficit: Hesap açığı, açık, eksiklik
Deformation: Biçimsizleştirme; bozulma, sakatlık
Delegate: Delege, vekil, temsilci
Delusion: Hayal, kuruntu, vesvese, yanılgı
Democracy: Demokrasi
Density: Yoğunluk, sıkışıklık; kalınlık
Depict: Resmetmek, betimlemek
Deposit: Depozito, teminat, emanet
Deputy: Temsilci, vekil, delege
Descendant: Torun, oğul
Desert: Çöl, bozkır, ıssız yer
Despair: Çaresizlik, umutsuzluk
Destination: İstikamet, varış yeri
Destiny: Kader, alın yazısı, kısmet
Device: Alet, hile, oyun; arma
Diagnosis: Teşhis, tanı, belirtme
Dialect: Lehçe, ağız, diyalekt
Diet: Beslenme
Dimension: Boyut, ebat, ölçü
Disaster: Felaket
Discomfort: Sıkıntı, rahatsızlık, huzursuzluk
Discount: İndirim, ıskonto, azaltma
Discrepancy: Çelişki, uyuşmazlık, farklılık
Discretion: İhtiyat, tedbir ,takdir
Disorder: Keşmekeş, kargaşa, karışıklık
Distance: Mesafe, uzaklık
Distribution: Dağıtım, dağılım, yayılma,
District: Bölge, havali, ilçe, semt
Diversity: Farklılık, başkalık, çeşitlilik
Division: Bölme, ayırma
Document: Doküman, belge
Doom: Kör talih, kader, alın yazısı
Dormitory: Yatakhane, koğuş, yurt
Doubt: Şüphe, kuşku, tereddüt
Draft: Müsvedde, taslak
Drawback: Engel, sakınca; vergi iadesi
Drought: Kıtlık, darlık, kuraklık
Duration: Süreç, süre, süreklilik, devam
Dye: Boya
Earthquake: Deprem
Eccentricity: Acayiplik, eksantriklik
Edge: Kenar, uç, ağız
Education: Eğitim
Effort: Çaba, gayret, girişim
Election: Seçim
Elevator: Asansör, kaldırıcı
Emergency: Acil durum, acil vaka
Emission: Emisyon, çıkarma
Emotion: Duygu, his, heyecan
Employment: Görev, iş, çalıştırma
Endurance: Dayanma, sabır, tahammül
Enquiry: Soruşturma, sorgu, soru
Enterprise: Girişim, teşebbüs
Entertainment: Eğlence, gösteri
Enthusiasm: Gayret, heyecan, şevk
Entrance: Antre, giriş
Entry: Giriş, kayıt
Environment: Çevre
Epoch: Devir, çağ, dönem
Equilibrium: Denklik, denge, tarafsızlık
Equipment: Donanım, teçhizat
Essay: Deneme
Essence: Öz, esas, esans
Estate: Mülk, emlâk, malikâne
Evidence: Tanık, delil, kanıt
Evolution: Evrim, gelişim, açılma
Excess: Aşırılık, aşırıya kaçma, fazlalık
Exclusion: Hariç tutma, dışında bırakma
Excursion: Gezi, gezinti
Exhibition: Gösteri, teşhir, sergi
Expansion: Genişleme, gelişme, büyüme
Expedition: Sefer, sevk, acele, çabukluk
Expenditure: Masraf, harcama
Expert: Uzman, bilirkişi
Expertise: Uzmanlık, ihtisas
Exposure: Poz, kare
Extension: Dahili hat
Extent: Alan, boyut, kapsam
Extinction: Soyunun tükenmesi
Fabric: Kumaş, bez, dokuma
Facility: Yetenek, ustalık, imkân
Faith: İnanç, güven, iman, sadakat
Fame: Şöhret, ün, ad, nam
Famine: Açlık, kıtlık, sıkıntı
Farewell: Elveda, veda
Fashion: Moda, adet, tarz
Fatigue: Yorgunluk, zahmet
Fault: Hata, yanlış, kabahat
Feat: Kahramanlık, olağanüstü başarı
Feature: Özellik
Fertilizer: Gübre
Fiber: Lif, fiber, iplik, tel
Fiction: Düş, uydurma, kurgu
Figure: Figür, şekil, vücut yapısı, tip
Fitness: Formda olma
Fixture: Demirbaş, tesisat, fikstür
Flame: Alev
Flaw: Kusur, defo, hata
Fleet: Filo, donanma, alay
Flesh: Et, vücut, beden
Flexibility: Esneklik
Forecast: Tahmin
Forgery: Sahtekârlık, sahtecilik, kalpazanlık
Fort: Kale, hisar
Fortress: Kale, hisar
Fortune: Şans, talih, uğur, kısmet, servet
Fossil: Fosil, taşıl
Foundation: Kuruluş, tesis, kurum, temel
Fountain: Pınar, çeşme, fıskiye,kaynak
Fragment: Parça, kırıntı, bölüm
Frame: Çerçeve, çatı, şasi
Framework: İskelet, çatı, yapı, çerçeve
Fringe: Saçak, püskül, perçem
Frontier: Sınır, hudut
Fuel: Yakıt, yakacak, benzin
Fund: Fon, sermaye, para kaynağı
Furnace: Ocak, fırın
Fury: Öfke, hiddet, sinir, gazap
Gallery: Galeri
Gang: Ekip, grup, çete
Gap: Boşluk, aralık
Gasoline: Benzin
Gear: Vites, dişli, takım
Generation: Nesil
Germ: Mikrop, bakteri, virüs
Glue: Yapıştırıcı, zamk, tutkal
Goal: Amaç, hedef, gol
Grade: Derece, aşama, basamak
Gratitude: Minnettarlık, şükran, şükür
Grief: Acı, üzüntü, dert
Groove: Yiv, oluk, çizgi
Ground: Toprak, zemin, yer
Grove: Koru, ağaçlık
Grudge: Kin, garez, kıskanma
Guilt: Suç, kabahat, suçluluk
Habit: Alışkanlık, adet, huy
Handicap: Engel, mahzur, elverişsiz durum
Hatch: Kapak, ambar kapağı
Hazard: Risk, tehlike
Heaven: Gökyüzü, sema, cennet
Herd: Sürü, topluluk
Hint: İma, ipucu, tavsiye, fikir
Horror: Dehşet, korku, nefret
Humidity: Nem, rutubet
Jam: Reçel
Journal: Bülten, gazete, dergi
Journalist: Gazeteci
Judgement: Yargılama, yargı, hüküm
Junction: Kavşak, birleşme yeri, bağlantı noktası
Jungle: Orman, sık orman
Jury: Jüri, kurul
Justice: Adalet, hak, yargı, dürüstlük
Kingdom: Krallık, kraliyet
Landscape: Manzara
Layer: Tabaka, katman
Layout: Düzenleme, düzen, plan
Lecture: Ders, konferans
Legend: Efsane
Legislation: Yasama, kanun yapma, mevzuat
Leisure: Boş vakit, uygun zaman
Liability: Sorumluluk, olasılık
Liberty: Özgürlük
Likelihood: Olasılık, ihtimal
Limb: Uzuv, kol, bacak
Line: Hat, çizgi
Liquid: Akıcı
Litter: Çöp, sedye, tahtırevan
Liver: Karaciğer
Livestock: Çiftlik hayvanları
Loan: Ödünç verilen şey, borç, ödünç para, kredi
Log: Kütük, tomruk, parakete
Luxury: Lüks
Magistrate: Sulh hakimi, adliye yüksek memuru
Magnitude: Büyüklük, önem
Majority: Çoğunluk
Manuscript: El yazması
Mask: Maske
Massacre: Katliam
Mate: Eş, arkadaş, ortak, mat
Merchant: Tacir, tüccar
Mercy: Merhamet, insaf
Merit: Değer, meziyet
Mess: Karışıklık, dağınıklık
Migration: Göç, göçme
Minister: Bakan, vekil
Minority: Azınlık, azlık
Miracle: Mucize, harika, keramet
Misery: Sefalet, yoksulluk, acı
Misgiving: Kuşku, kuruntu, korku
Mission: Görev, iş, vazife, misyon
Moisture: Islaklık, nem, rutubet
Monument: Anıt, abide
Morale: Moral, manevi güç, maneviyat
Motion: Hareket, devinim, önerge
Motive: Neden, güdü, dürtü
Nobility: Yücelik, asillik, soyluluk
Note: İşaret, belirti, not
Notion: Kavram, fikir, görüş
Novelty: Yenilik, acayiplik, tuhaflık
Nuisance: Sıkıntı, dert, belâ, baş belâsı
Obligation: Minnet, zorunluluk, yükümlülük
Obstacle: Engel, mani
Occasion: Fırsat, ortam, durum
Occupation: Uğraş, iş, meşguliyet
Odd: Acayip, tuhaf, garip
Odour: Koku
Offence: Suç, saldırı, gücenme
Offspring: Ürün, çoluk çocuk
Opinion: Fikir, düşünce, kanı
Opponent: Aleyhtar, düşman, rakip
Opportunity: Fırsat, uygun durum, şans
Orientation: Oryantasyon, uyum sağlama
Origin: Kök, köken, başlangıç
Ornament: Süs, takı, aksesuar
Outbreak: Patlak verme, salgın, isyan
Outcome: Sonuç, son
Outlet: Çıkış, yol, ağız,eser,çalışma,görev,
Outlook: Görünüm, görünüş, görüntü,bakış açısı,görüş açısı
Output: Çıktı, çıkış gücü, verim, üretim
Outset: Başlangıç, baş
Pair: Eş, çift
Paradise: Cennet, Aden
Participant: Katılımcı, iştirakçi
Particle: Tanecik, molekül, parçacık
Partition: Bölme, ayırma, taksim etme
Passion: Hırs, ihtiras, tutku
Peak: Zirve, doruk, tepe
Pedestrian: Yaya
Penalty: Ceza, para cezası, penaltı
Pension: Emekli maaşı, emekli
Perception: Algılama, idrak, algı
Performance: Gösteri, oyun, performans
Periodical: Dergi, mecmua
Phase: Safha, evre, faz, aşama
Phenomenon: Olgu, fenomen, algılanabilen şey
Phrase: Deyiş, ifade, tabir
Pistol: Tabanca
Plague: Veba, belâ, felâket, dert
Playwright: Oyun yazarı
Plot: Komplo, entrika, fesat
Plug: Priz, tıpa, tıkaç, fiş
Pole: Kutup
Policy: Politika, siyaset
Polish: Polonyalı, polonyaca
Pollution: Kirlenme, kirletme
Pore: Gözenek
Port: Liman
Portion: Porsiyon, pay, hisse, parça
Portrait: Portre, vesikalık fotoğraf
Posterity: Gelecek kuşaklar, soy, nesil
Poverty: Yoksulluk, fakirlik
Prairie: Çayır, kır
Precaution: Önlem, tedbir
Preface: Önsöz
Preference: Tercih, yeğ tutma
Prejudice: Önyargı, peşin hüküm
Premium: Prim, ödül, ikramiye, kâr payı
Prescription: Reçete, ilaç yazma, emir
Presence: Varlık, varoluş, tavır
Present: Hediye
Pressure: Baskı, zorlama, sıkıntı
Prestige: Prestij, saygınlık, itibar
Prey: Hayvanın avı
Principle: Prensip, ana, esas
Priority: Kıdem, öncelik
Privacy: Mahremiyet, kişiye özellik
Privilege: Ayrıcalık, imtiyaz, dokunulmazlık
Procedure: Prosedür, işlem, usul, muamele
Process: Yöntem, işlem, süreç
Profession: İş, uzmanlık alanı, meslek
Profile: Profil, yüzün yandan görünüşü, kesit
Profit: Kâr, kazanç, getiri
Project: Proje, tasarı, plan
Proof: Kanıt, delil, ispat
Property: Eşya, emlâk, mal, mülk
Proportion: Oran, nispet, pay, kesim
Proposal: Öneri, teklif, evlenme teklifi
Proprietor: Sahip, mal sahibi, mülk sahibi
Prosecutor: Savcı
Prospect: Beklenti, olasılık, umut
Prosperity: Zenginlik, refah, bolluk
Psychology: Psikoloji, ruhbilim
Publication: Yayınlama, yayın, neşriyat
Publicity: Tanıtım, tanıtma, reklâm
Pulse: Nabız, nabız atışı
Pupil: Öğrenci
Purity: Saflık, temizlik, namus
Pursuit: Kovalama, takip, araştırma
Quarter: Çeyrek, dörtte birlik bölüm
Quest: Arama, araştırma, soruşturma
Questionnaire: Anket, soru kâğıdı, soruşturma
Quota: Kota, kontenjan, pay
Radiation: Işın, yayılma, radyasyon
Rage: Öfke, gazap
Range: Sıra, dizi, mesafe
Ration: İstihkak, yiyecek payı
Ray: Işın, ışık huzmesi, iz
Receipt: Alındı, makbuz
Recession: Gerileme, durgunluk
Recipient: Alıcı, alan kimse
Reconnaissance: Keşif, arama
Refugee: Mülteci
Regime: Rejim, yönetim şekli, düzen
Region: Bölge, yöre
Regulation: Düzenleme, düzene sokma, ayarlama,yasa,yönetmenlik
Reliance: Güven, inanç, itimat
Relief: Rahatlama, sıkıntıdan kurtulma
Religion: Din, inanç
Remedy: İlaç, tedavi, deva, çare
Remnant: Artık, kalıntı, bakiye
Reptile: Sürüngen
Reputation: Ün, ad, şöhret, itibar
Repute: Ün, şöhret, ad, isim
Resident: Oturan, ikamet eden kimse
Resolution: Niyet, karar, önerge
Resort: Dinlenme yeri, mesire, tatil yeri
Resource: Kaynak, çare
Responsibility: Sorumluluk, mesuliyet, yükümlülük
Restraint: Baskı, kısıtlama, engel
Retail: Perakende satış, perakendecilik
Retirement: Emeklilik, emekliye ayrılma
Revenue: Gelir, devlet geliri
Revolution: Devir, devrim, ihtilal
Reward: Ödül, mükâfat
Rival: Rakip, hasım
Rivalry: Rekabet, yarışma, çekişme
Role: Rol
Route: Rota, yol, hat, güzergâh
Sake: Hatır
Sample: Örnek, eşantiyon, numune
Satellite: Uydu
Satisfaction: Tatmin, memnuniyet, hoşnutluk
Saucer: Çay tabağı
Savage: Vahşi, yabani, ciddi
Scale: Ölçek, kefe, terazi gözü
Scar: Yara izi, iz, çizik
Scene: Olay yeri, sahne
Scent: Koku, esans, güzel koku
Schedule: Tarife, şift, program
Scholar: Alim, bilgin, bilim insanı
Scholarship: Burs, öğrenim
Scope: Kapsam, niyet, amaç
Screen: Ekran, perde
Script: El yazısı, senaryo
Scrutiny: Dikkatli inceleme
Sculpture: Heykel, heykelcik, heykeltıraşlık
Section: Bölge, bölüm
Sector: Sektör, işkolu, bölge
Security: Güvenlik, emniyet
Segment: Parça, kesim
Sensation: Duyu, duygu, his, algı, hissetme
Sentiment: Hassaslık, duyarlılık, duygusallık
Sequence: Dizi, seri, sıra, art arda sıralama
Session: Dönem, oturum, akademik yıl
Shade: Gölge, gölgelik
Sheet: Çarşaf
Shell: Kabuk, deniz kabuğu
Shield: Kalkan, siper, zırh, koruma
Shipwreck: Deniz kazası, gemi enkazı
Sickness: Hastalık, bulantı
Siege: Kuşatma, çevresini sarma
Sightseeing: Gezi, gezip görme
Sign: İmza, işaret
Significance: Anlam, önem
Skirmish: Çarpışmak, çatışmak
Skull: Kafatası, kurukafa
Skyscraper: Gökdelen
Slope: Yokuş, bayır, eğimli yer
Snack: Aperatif, meze
Soil: Toprak
Solidarity: Dayanışma, birlik, beraberlik
Solution: Çıkar yol, eriyik, çözüm
Sort: Tür, çeşit, sınıf
Source: Kaynak, kaynakça, memba
Sovereign: Hükümdar, padişah, kral
Sovereignty: Egemenlik, bağımsızlık
Spacecraft: Uzay gemisi, uzay aracı
Span: Mesafe, an, kısa süre
Species: Çeşit, tür, cins
Spectacle: Görünüş, gösteri, gözlük
Spectator: Seyirci, izleyici
Spectrum: Spektrum, tayf
Sphere: Küre, yuvarlak, yerküre
Spite: Nispet, kin, garez,inat
Spot: Nokta, benek, leke
Spring: İlkbahar, bahar
Square: Kare
Staff: Personel, kadro, kurmay
Stake: Ortaya konan para, bahis
Starvation: Açlık, açlıktan kıvranma
Statue: Heykel, statü, yontu
Statute: Kanun, statü, yasa
Stem: Sap, gövde
Stock: Stok, malzeme, sermaye, varlık
Stomach: Mide, karın
Storey: Kat
Strain: Özellik, soy, ırk, yük
Strap: Kayış, kemer, tasma, şerit
Strategy: Strateji, taktik, savaş bilimi
Streak: Işın, şimşek, düzensiz çizgi, damar
Stretch: Uzatmak, germek, yaymak
String: Bağ, ip, kordon, sicim
Structure: Yapı, bünye, bina
Stuff: Şey, eşya, madde, hammadde
Subject: Konu, ders
Submarine: Denizaltı
Substitute: Yerine geçirmek, yerini almak
Suburb: Banliyö, varoş, kenar mahalle
Successive: Üst üste olan, peş peşe, ardışık
Suit: Takım elbise
Sum: Toplam, tutar, adet, yekun
Summary: Özet, kısaltma
Summit: Zirve, doruk, tepe nokta
Sunlight: Güneş ışığı
Sunset: Gün batımı, güneşin batışı
Superstition: Batıl inanç, hurafe
Supervisor: Şef, müdür, yönetici
Supplement: Ek, ilave, tamamlayıcı
Surface: Yüzey, dış görünüş
Surge: Taşma, kabarma, dalgalanma
Surgeon: Cerrah, operatör
Surgery: Cerrahlık, ameliyathane
Swamp: Bataklık
Sympathy: Sempati, sevgi, ilgi, acıma
Symptom: Semptom, bulgu, belirti
Synthesis: Sentez, bireşim
Tailor: Terzi
Talent: Marifet, yetenek, kabiliyet
Target: Hedef, nişan, amaç
Tariff: Gümrük vergisi
Task: Görev, iş, külfet
Team: Grup, ekim, takım
Technique: Teknik, yöntem, usul
Temper: Huy, ruh hali, keyif
Temple: Tapınak, şakak
Tendency: Eğilim, meyil
Tension: Gerilim, gerginlik
Term: Dönem, terim
Territory: Arazi, bölge, toprak
Testimony: Şahitlik, tanıklık, ifade verme
Textile: Tekstil, dokuma
Theft: Hırsızlık
Thesis: Tez, sav, önerme
Thread: İplik, tel, lif
Threshold: Eşik, eğik
Thunderstorm: Sağanak, gök gürültülü fırtına
Tide: Cereyan, gelgit, met cezir
Tile: Kiremit, fayans, çini
Timber: Kereste, kerestelik ağaç
Tissue: Doku, ince kumaş, ince kâğıt
Topic: Konu, mesele, mevzu
Torch: Meşale, cep feneri, el feneri
Track: İz, patika, koşu yolu
Tradition: Gelenek, adet, sünnet
Tragedy: Trajedi, facia, felaket
Transaction: İşlem, muamele, alakadar olmak
Treatment: Tedavi, davranış
Treaty: Antlaşma, mukavele
Trench: Hendek, çukur, siper
Trend: Eğilim, yön, gidiş
Trial: Mahkeme, duruşma
Tribe: Kabile, aşiret
Triumph: Zafer, başarı, utku
Trunk: Gövde, beden, bagaj
Typhoon: Tayfun, kasırga
Tyranny: Zulüm, zorbalık, zorba yönetim
Tyrant: Zalim hükümdar, tiran
Unity: Birlik, teklik, bütünlük
Validity: Geçerlik, yasallık, sağlamlık
Variety: Çeşitlilik
Vehicle: Araç
Vein: Toplardamar, damar
Velocity: Hız, sürat
Verge: Sınır, eşik, kenar
Verse: Dize, mısra
Vessel: Damar, kanal, gemi
Vicinity: Civar, çevre, etraf
Victory: Zafer, utku, galibiyet
Violence: Şiddet, zorbalık
Virtue: Fazilet, erdem
Vision: Görme, vizyon, görme gücü
Voyage: Yolculuk, seyahat, sefer
Wage: Ücret, haftalık, maaş
Warehouse: Depo, ambar, büyük mağaza
Weapon: Silâh
Weed: Yabani ot
Wilderness: Kır, çöl, sahra, el değmemiş yer
Wisdom: Akıl, akıllılık, bilgelik
Wit: Akıl, zeka, anlayış
Wrath: Öfke, gazap, hiddet
Wreck: Enkaz
Wrist: Kol bileği
Yeast: Maya, köpük, coşku
Zone: Bölge, kuşak, mıntıka
IELTS AC/GT Kelime Listeleri
Garanti Sistemimiz

Ücret İadeli Eğitim Modeli

Ücret İadeli Eğitim Modeli
% 100 Başarı Garantili Eğitim
Eğitim Sistemimiz

% 100 Başarı Garantili Eğitim

Ders
Örnekleri

Önce Tüm Sistemi Keşfet!

Önce Tüm Sistemi Keşfet!
Hedeflediğiniz Skora Ulaşamazsanız
Ödediğiniz Ücretin Tamamını İade Ediyoruz!
Ücretsiz Üye Ol & Dene
İletişim Merkezi (09.00-22.00)

Çağrı Merkezi: 0(850) 302 6 715
Telefon: 0(312) 911 37 15
WhatsApp: 0(546) 855 0 715
E-posta: destek(@)uzmandil(.)com
Adres: Hacettepe İvedik OSB. Teknokenti 1368. Cadde No.61, 4. Kat Ofis No: 32 İvedik / ANKARA

UzmanDil Ailesi